Celâleddin Çelik
Zeytinburnu’nda, Marmara Denizi’ne ve Adalar siluetine hâkim bir noktada yer alan Mozaik Kafe, Kazlıçeşme Sanat yapısının hemen yanında, Mozaik Müzesi’nin mekânsal devamı olarak tasarlandı. Eskiden belediyeye ait ek hizmet binası olan yapı yeniden işlevlendirilerek, hem kültürel mirasa hem de kamusal yaşama katkı sunan çağdaş bir buluşma mekânına dönüştürüldü.
Proje, İstanbul’da sur dışındaki en büyük zemin mozaiği olan Kazlıçeşme Mozaikleri’nden ilham aldı. Kafenin iç mekân kurgusu, bu mozaiklerin renk, doku ve desen tipolojilerinden yola çıkarak yeniden yorumlandı. Yüzeylerdeki seramik dokular, zemin ve tavanlarda mozaik ritmine gönderme yapan geometriler, geçmişle bugünün sessiz bir diyaloğunu kuruyor.
Yapı, üç kata yayılan yaklaşık 1.000 metrekarelik bir alanda kafe ve restoran işlevlerini barındırıyor. Zemin kattaki geniş teras, denize doğru açılan bir kamusal eşik; üst katlardaki kapalı mekânlar ise manzara, ışık ve iç sıcaklığın dengelendiği huzurlu bir iç dünya sunuyor. Bu kademelenme, yapıyı yalnızca bir yeme-içme mekânı değil, çevresindeki kültürel dokuyla bütünleşen bir seyir ve dinlenme durağı hâline getiriyor.




















