Celâleddin Çelik
Batman şehir merkezinde, Atatürk Parkı’nın kalbinde yükselen Kardeşlik Mescidi, sadece bir ibadet mekânı değil; konferans salonları, kütüphane, aşevi, sergi alanları ve çocuk atölyeleriyle kentin kamusal hayatına açılan bütüncül bir kültür yapısı olarak tasarlandı.
Mimari yaklaşımın çıkış noktası, Hasankeyf ve Artuklu mirası oldu. Batman’ın yakın coğrafyasına özgü bu tarihsel miras, çağdaş bir geometrik ifade üzerinden stilize edilerek yeniden yorumlandı. Kubbesiz ve anıtsal küp formu ile mescit, hem mimari cesaretiyle hem de kent ölçeğindeki görünürlüğüyle kendini ortaya koyuyor.
Yapının mekânsal kurgusu, parkın doğal dokusu ile yapay geometrinin karşılaşması üzerine kuruldu. Topoğrafyanın bir kısmının kabartılması ve diğer kısmının çökertilmesiyle elde edilen meydan, projeyi kentin yoğun dokusundan ayırıyor ve kamusal dolaşımı zenginleştiriyor. Bu meydanın çevresinde kurgulanan fonksiyonlar, organik park alanından yavaş yavaş insan yapısı hacimlere geçiş sağlıyor.
Tuğlanın farklı ve zengin işlenme biçimleri, hem cephelerde hem de minarede güçlü bir ifade aracı olarak tasarlandı. Sırlanmış tuğlaların ardışık düzeniyle bezenmiş minare, geleneksel malzemenin çağdaş bir yorumu olarak göğe yükselirken, cephelerdeki dolu-boş düzeni ışıkla oyunlar yaratarak mekânın atmosferine katkı sağlıyor. İç mekânda büyük kemerli açıklıkların arkasında örgü duvarlarla sağlanan geçirgenlik, ibadet mekânını dışarıdaki park yaşamıyla ilişkilendiriyor.
Fonksiyonel çeşitlilik, projenin en belirgin yönlerinden biri. Batman’ın en büyük konferans salonlarından biri, 7/24 açık bir kütüphane, sürekli işleyen bir aşevi, çocuk kütüphanesi ve atölyeleri, sergi alanları ve çok sayıda yarı açık mekân, yapıyı her yaştan kentlinin hayatına katıyor. Böylece mescit, yalnızca ibadet edilen bir mekân değil, aynı zamanda öğrenme, paylaşma ve sosyalleşme için bir buluşma alanı haline geliyor.
Kardeşlik Mescidi, simgesel geometrisiyle anıtsal bir duruş sergilerken, zengin programıyla Batman’ın kamusal hayatına yeni bir soluk katmayı hedefliyor. Bu yönüyle hem mimari bir iddia hem de sosyal bir ihtiyaç cevabı olarak kent belleğinde yerini alması hedeflendi.