Bu büyük programlı müstakil ev, oldukça eğimli bir arazide geniş bir aile için tasarlanmış çok katmanlı bir konut yerleşimidir. Proje birlikte yaşamın zenginleştirici atmosferini bireysel mahremiyetin sınırları ile birlikte ele alıp ikisini de çerçevelemeye çalışan bütüncül bir mekânsal anlayışa dayanır.
Arazinin doğal eğimi, yapının kütle organizasyonunu belirleyen ana unsur olmuştur. Ana konut kütlesi, yaşlı ebeveyn evi, misafirhane ve servis birimleri, teraslarla birbirine bağlanan, farklı kotlara oturan birimler olarak tasarlanmıştır. Bu parçalı düzen, hem arazinin topografyasına uyum sağlar hem de aile içi ilişkilerin kendi ölçeklerinde yaşanabileceği, çok merkezli bir yaşam kurgusu oluşturur. Kütlelerin büyüklükleri ve yükseklikleri programda tuttukları yer ile paralel olarak hiyerarşik bir ilişki tarifler.
Taş duvarların tanımladığı avlular, kütleler arasında hem fiziksel hem duygusal geçişler sağlar. Bu ara mekânlar, doğa ile mimari arasında geçirgen bir eşik kurar. Kapalı havuz, kütüphane ve oturma salonu gibi ortak alanlar bu bütünlüğü destekler, taş, ahşap ve sıva yüzeylerin dengesi ise hem kalıcılık hem de dinginlik duygusu yaratır.
İç mekânlarda yüksek tavanlı hacimler, ahşap strüktürün ritmik açıklıklarıyla birlikte zamansız bir atmosfer üretir. Geleneksel malzeme anlayışı çağdaş oran ve detaylarla yeniden yorumlanmış, iç mekân dili doğallıkla zarafet arasında sessiz bir denge kurmaya gayret etmiştir.
RA Evi, topografyayla kurduğu diyaloğu, avlulu düzeni ve sade malzeme paletiyle, kalabalık bir ailenin çok katmanlı yaşamını bir arada tutan, çağdaş bir “konut külliyesi” olarak tanımlanabilir.
